Maya Arakon terör konusunda
uzmanlığı olan, bu konuda dersler veren ve sahada çalışan bir akademisyen.
Ayrıca Paris’te yaşamış birisi olarak 10 Kasım’da Paris’e yapılan IŞİD
saldırısını konuşmak için kendisiyle bir araya geldik.
Söyleşimizde öne çıkan konular
özetle şöyle:
“IŞİD, Suruç ve Ankara
katliamlarını üstlenmedi, Paris’i üzerinden 24 saat geçmeden üstlendi. Yaptıysa
neden üstlenmiyor? IŞİD, MİT ve emniyetin burnunun dibinde Ankara’daki saldırıyı
gerçekleştirdiyse güvenlik birimlerini hakikaten çok iyi uyutmuş demektir. Dolayısıyla
böyle saldırılar bu tür örgütler için prestij meselesi olur. Hükümet üstlendi
diyor ama kendilerinin üstelenmediğini biliyoruz.
“Ankara’da bomba patlattığı
zamana kadar IŞİD militanları Gaziantep’ten girmiş ve dolaşmadığı yer kalmamış.
Başbakan IŞİD militanları için birkaç öfkeli genç dedi. Türkiye kendisini
dünyanın merkezinde ve en akıllı sanıyor, kimsenin ne yapıldığını anlamadığını
sanıyor. Dışarıda terörü lanetlerken içeride kendi insanlarına saldıran IŞİD
militanlarını beslemek abesle iştigal oluyor. Ve bunu dünyanın görmediğini
anlamadığını sanmak çok komik ve çocukça. Türkiye içeride de dışarıda da artık IŞİD’la
ilgili olarak net bir çizgi ortaya koymalı. Sünni Müslüman kimlik üzerinden soyutlanarak
ne kadar mesafeli olunabilir IŞİD’a karşı bilemiyorum. IŞİD bizim birinci
önceliğimiz olmalıydı. O zaman ölümler önlenebilirdi ama milliyetçi oylara
oynamak için PKK önceliğimiz, IŞİD değil dediler.
“Beyrut ve Ankara’da da saldırılar
oldu ama dünya ayağa kalkmadı diyenler oluyor. Şöyle düşünelim, Sydney’de bir
saldırı olsa ve 300 kişi ölse üzülür müyüz, evet, ama tehdit hisseder miyiz?
Hayır çünkü orası çok uzak. Paris’ten, Avrupa’dan bakıldığı zaman Ankara ve
Beyrut da çok uzak yerler olarak algılanıyor herhalde. Bir de bu coğrafyada
zaten bu tür şeyler her zaman olduğu için bir kanıksama var. Paris tabi ki
Avrupa’nın göbeğinde ve sembolik bir değeri var. Saldırının orada olması Batı’nın
ne kadar vurulabilir olduğunu gösterdi ve güvenlik hissi yok oldu. Terörün
amaçlarından biri de budur, kitlelere korku salmak. IŞİD terörü Avrupa’ya
girdi.
“El Kaide’nin çoklu ve paralel
eylemleri vardır. Pentagon ve Beyaz Saray2ın hedeflenmesi, İkiz Kuleler… IŞİD
daha önce çoklu eylem yapmadı. İlk defa çoklu ve paralel eylem yaptı ve bunu
Avrupa’nın göbeğinde yaptı. El Kaide’den tek farkı öldürürken kadın, çocuk
demiyor, ayrım yapmıyor. 2013’de El Kaide’nin bir açıklaması vardı ve
savaşmayan kadın, çocuk ve Müslümanların öldürülmemesi gerektiğini
belirtiyordu.
“Paris deyince fuhuş, seks, içki
gibi bir hayalleri var IŞİD’ın. Saldırı yaptıkları bölge de bunun olduğu yer
olarak görülüyor IŞİD tarafından. Saldırı yaşam tarzına yapıldı. Taktik değiştirdiklerini
görüyoruz. Ülkelerin sembolü olan yapılara değil de yaşam tarzına saldırıyorlar
farklı olarak. Bugün Paris’te yarın Londra’da ya da Avrupa’nın herhangi bir
yerinde olabilir.
“Büyük bir güvenlik açığı var.
Daha önce sabıkası olan ancak Fransa’da takipten kaçırılan isimler var. Hatta
bu kişinin babası bile onu Suriye’de bulup Fransa’ya geri getirmeye çalışıyor
ancak Fransızlar bulamıyor, üstelik uluslararası olarak tutuklama kararı
çıkarılan biri. Fransa’da polisin müdahalede çok geç kaldığını düşünüyorum.
“Fransa toplumu çok özgürlüğüne
düşkün bir toplum. Pek çok önemli binada metal detektör yok sadece çanta
arıyorlar.
“Hollande çıktı ve 2001’de George
W. Bush’un yaptığı konuşmanın hemen hemen aynısını yaptı. Şimdi Ortadoğu’ya
resmi bir savaşın bahanesi çıktı diye düşündüm. Güvenlik önlemlerine karşı
özgürlükler meselesi gündeme gelecek. NATO girer mi devreye? Bu 5. Madde’nin işletilip
işletilmeyeceğine bağlı. Yani bir ülkeye yapılan saldırı bütün NATO ülkelerine
yapılmış olarak sayılacak mı? ABD’ye yapılan saldırıdan sonra girmişti. Fransa’nın
hava saldırıları pek işe yaramaz; terörist öldürmekle bitmez.
“Türkiye karadan operasyon yapmayacağız
diyor ama yeni bir Türkiye-Amerika işbirliğinden bahsediliyor. Bu nasıl olacak?
Detayları belli değil. Zaten ortak hava operasyonları yapılıyor. Daha başka ne
yapılacak bunu bilmiyoruz.
“Türkiye’de halkın yüzde 8 oranında
IŞİD’a destek verdiği ortaya çıktı. Bu çok problemli bir durum.
“ETA, IRA gibi Ulusal örgütlerle
müzakere edilebilir ancak IŞİD gibi uluslararası örgütlerle bu çok zor. Biz
şeriat devleti istiyoruz diyen bir örgütle kim neyi müzakere edecek?
“Avrupa’da demokrasi denen
rejimlerde doğan çocuklar neden IŞİD’a katılıyor? Fransa’da, Belçika’da doğup
büyüyen çocuklar IŞİD’a katılıyor. Bu El Kaide’de de böyleydi. Batı devletleri
neyi yanlış yaptı? Bunlar önemli sorular. Bu çocuklar Batı toplumuna nefretle
bakıyor. Ayrımcılığa uğrayan insanların öfkesi bakışlarında hissediliyor.
Şehrin merkezinde kendilerini çok yabancı hissediyorlar.
“G20’de Putin ciddi bir suçlama
getirdi ortaya. Bir yerde bir savaş varsa silah satan birileri var demektir.
IŞİD Paris’te kalaşnikof kullandı. Tavşana kaç tazıya tut diyen silah satan
ülkeler var. Tabi bunun belgeleri elimizde değil. Reuters’ın geçen yılki bir haberinde
Türkiye ne kadar inkar edersen etsin IŞİD’a silah yollandığı saptandı diyordu.
Putin de ima ederken eminim Amerika’dan da kontrol edilemez bir silah
ticaretine dikkat çekmek istedi. Kimse bunu kabul etmeyecektir.
“Bizim cumhurbaşkanı terör terördür
hepsini eşit olarak görüyoruz dedikten sonra PYD’yi terör örgütü olarak
gördüğünü söyledi. PYD ve YPG Batı’da IŞİD’a karşı en etkin savaşı veren seküler
güçler olarak görülüyor. Türkiye ise onları yaşatmayız diyor. PYD ile IŞİD’i
aynı kefeye koymak uluslararası çevrelerde çok garip karşılanır. İç politikada
bu kart sürekli oynanıyor. Amerika başından beri PYD’ye destek veriyor. Türkiye
dışarıda bunu ne kadar söyleyebiliyor bilmiyorum.
“Türkiye, Kürt sorunu ile ilgili
olarak müzakere masasına dönmeyecek sinyali alıyorum. Güneydoğu anadolu’da
sokağa çıkma yasağı ve sivil ölümler görüyoruz. Bir tane gerilla öldürülmemiş.
Sokağa çıkma yasağı hiçbir işe yaramamış demektir. Sokağa çıkma yasaklarının
siyasi meşruiyeti yok oldu.”
Söyleşimizin İngilizcesi burada
Mart ayındaki söyleşimiz: Barış hemen olur mu?
2014 Temmuz ayındaki söyleşimiz