Uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi profesörü İlter
Turan söyleşimizde Türkiye’nin tutarlı olmayan politikalarından ötürü, ülkenin uluslararası
sistemden gittikçe dışlanacağı değerlendirmesini yaptı.
Söyleşimizden çarpıcı bölümler özetle şöyle:
“Türkiye, dünya meselelerinde etkili olma potansiyelini
kendi elleriyle yok ediyor. Ayrıca politikadaki çözülmenin çok problemli ekonomik
sonuçları da olabilir – yatırımlar ve ihracat düşebilir. Bunun yanı sıra
Türkiye iç barışı sağlamakta zorluklarla karşılaşabilir.
“Göçmenleri Avrupa Birliği ülkelerine giderken, Türkiye ilk duraklardan
biri olduğu için insan kaçakçılığını önlemede AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var. …
Ancak Türkiye’nin eli güçlü olduğu varsayımı ile AB’den pek çok taviz
koparabileceğini sanmak geçmişte olduğu gibi yanlış hükümler içerebilir. … 2003’de
Irak’ın işgali sırasında Amerikan ordusunun Türkiye’den geçişine izin
vermeyerek Türkiye işgali durduracağını zannetmişti ancak böyle olmadı; sadece
işler daha zor ve karışık hale geldi.
“Mülteci krizinden ayrı olarak Bay Erdoğan Avrupa’dan Suriye
konusunda Türkiye’nin pozisyonunu desteklemesini istiyor. Bu çok aktörün dahil
olduğu karmaşık bir problem NATO, Amerika ve Fransa bu çatışmaya son vermek için
uğraşıyor. Ancak AB burada çok önemli bir aktör değil. AB’nin ilgilendiği konu
daha çok mültecilerin Türkiye ya da başka yollardan AB ülkelerine girmesine
izin verilmemesi. AB’nin bu dar ve bencil pozisyonu Türkiye’yi mutlu etmiyor.
“Türkiye’nin Suriye konusundaki beklentilerini uluslararası
toplum paylaşmıyor. Uluslararası toplum, IŞİD’in yakın bir tehdit olduğu
konusunda birleşiyor ve Başar Esad’ı da çözümün bir parçası olarak görmeye
meylediyorlar. Türkiye’nin Esad’ın gitmesi konusundaki ısrarını uluslararası
toplum desteklemiyor. Bu da Türkiye’nin istediğini almasını zorlaştırıyor.
Rusların hesaplarına göre de Suriye’de kritik bir pozisyon sahibi olmak Türkiye’yi
mutlu etmekten daha önemli. Bu durumda önemli ve zor seçimler yapmak gerekiyor.
… Mesela Türkiye’nin savunma ve enerji hizmetlerini temin etme politikalarını
tekrar gözden geçirmesi gerekebilir.
“Rusya ve Türkiye’nin karşı karşıya gelmek istediğini
sanmıyorum. Rusya, buradayım diyerek yapmak istediğini yaptı; önemli bir aktör
olduğunu gösterdi. Rusya, sınırları test ediyor.
“Son 12 yılda, AK Parti döneminde Türkiye’nin dış
politikasında önemli değişiklikler oldu. İlk dönemde dış politika geleneksel dış
politika ile uyumluydu ve Batı yanlısıydı. Sonraki evrede, Türkiye bölgede
arabulucu rolüne soyundu ve bunda iyiydi. Türkiye bu dönemde bölgede barış ve
istikrarın merkezi olarak görülüyordu. Ancak Arap Baharı ile beraber Türkiye’nin
politikası çok değişti ve Türkiye Müslüman Kardeşler tipindeki hareketlerin
liderliğini üstüne almaya çalıştı.
“Uzun vadede bu hareketler başarı kazanmadı ve Türkiye’nin
umutları suya düştü. Artık politikanın belirlenmesi de çok farklı oluyor.
Politikayı Cumhurbaşkanı Erdoğan belirliyor. Belirlenen politikalar iyi
düşünülmüş değil, dili çok şahsileşti. Oysa dış politika bir ekip işidir.
“Örneğin, Cumhurbaşkanı Erdoğan son zamanlarda Ruslara dedi
ki, ayaklarını denk almazlarsa kaybedecekleri çok şey var. Bunu böyle
düşünebilirsiniz ancak bu şekilde temkinsizce söylememeniz gerekir.
“Türkiye, Suriye konusunda pozisyonunu değiştirmezse izole
edilir. … Dışlanmaz ama daha basitçe söylersek Suriye ile ilgili olarak
alınacak kararlara, mekanizmalara dahil edilmez. … Zaten bunun bir kısmı hali
hazırda yapılıyor.”
Söyleşimizin İngilizcesi burada.
Profesör İlter Turan'la 29 Mart 2009 yerel seçimi sonrasında yaptığımız söyleşide, Turan seçmenin demokratik yolları tercih ettiğini vurgulamıştı. Seçim sonuçlarına göre AKP iki büyükşehir, 11 il, 35 ilçe kaybetmiş, CHP 1 büyükşehir, 4 il, 38 ilçe daha kazanmıştı. MHP 5 il, 56 ilçe daha kazanırken DTP de 4 il ve 19 ilçede daha belediye başkanlığını almıştı. O zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, sonuçtan çok memnun olmadığını ve gereken mesajı çıkartacaklarını söylemişti.
Prof. Turan'la 2009 yılındaki söyleşimiz burada.
Profesör İlter Turan'la 29 Mart 2009 yerel seçimi sonrasında yaptığımız söyleşide, Turan seçmenin demokratik yolları tercih ettiğini vurgulamıştı. Seçim sonuçlarına göre AKP iki büyükşehir, 11 il, 35 ilçe kaybetmiş, CHP 1 büyükşehir, 4 il, 38 ilçe daha kazanmıştı. MHP 5 il, 56 ilçe daha kazanırken DTP de 4 il ve 19 ilçede daha belediye başkanlığını almıştı. O zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, sonuçtan çok memnun olmadığını ve gereken mesajı çıkartacaklarını söylemişti.
Prof. Turan'la 2009 yılındaki söyleşimiz burada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder