22 Aralık 2015 Salı

‘İnsan hakları alanındaki gelişmeler tamamen tersine döndü’



Bu haftanın konuğu Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International-AI) Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner. Türkiye’deki insan hakları sorunlarını yıllardır izleyen Gardner, gelişmelerin tersine döndüğünü ve hükümetin eylemlerinin de hukukun üstünlüğünü erozyona uğrattığını söyledi:

“İnsan hakları konusunda bu sene kötüden daha da kötüye gidiş var. Sadece insan halkları da değil, hukukun üstünlüğüne dair temel dayanaklar, yani bağımsız ve tarafsız yargı konusu da kötü görünüyor. Yargı üzerinde hükümet tarafından yoğun baskı var.”


Gardner’la 2013 yılının Nisan ayında yaptığımız söyleşinin hemen öncesinde 4. Yargı Paketi açıklanmıştı. Gardner’ın yorumu ise insan hakları konusunda durumu iyileştirmek için daha çok şey yapılması gerektiği olmuştu. Hatta Af Örgütü’nün bu alanda bir dizi tavsiyesi vardı. Son görüşmemizde Gardner bunların hiç birinin dikkate alınmadığını söyledi; pek çok alanda eskiden yapılan reformlarla adeta “dalga geçildiğini” belirtti:

“Muhalefeti bastırmak için önümüzdeki dönemde çok daha fazla yasanın kullanılacağını görmek mümkün. Bu yeni bir fenomen. İfade özgürlüğüne yönelik saldırılar geçmişe göre daha geniş, cezai yargılamalar daha fazla, ve insanları yargılamak için daha çok yasa kullanılıyor. Buna ek olarak medya şirketlerine saldırı var, televizyon kanalları kapatılıyor, Kasım seçimi öncesinde ise bazı gazetelere el koyuldu ve devletin iletişim ajansı internette yayın yapan medyayı bloke etti.”

Gardner ile söyleşimizde kendisine Anadolu Ajansı’nın haberine verdiği tepkiyi de sordum. Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı Irak-Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) nasıl silahlandığına ilişkin raporu haberleştiren AA, MİT tırlarıyla ilgili bölümlere yer vermemişti. Bunu fark eden Gardner Twitter hesabından, "Raporumuzda, MİT tırlarının silah taşıdığını da belirtiyoruz" ifadelerini kullandı:

“Kendine IŞİD diyen grubun silahlandırılması ile ilgili olarak AI raporuna yönelik haberi gördüm. IŞİD’a ait silahların çoğunun ABD, Rusya ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinden geldiğine dair bilgileri bizim basın bildirimizden almışlardı. Ancak AA haberinde Cumhuriyet gazetesi haberinin iddiası ve bizim de belirttiğimiz, MİT tırlarının kuzey Suriye’deki muhalif gruplara silah taşıdığı bilgisi yoktu. Oysa bu önemli ve bunu onlara hatırlatmak istedim. Ancak yolladığım tweet sanki silah transferi iddiası AI tarafından yapıldı gibi göründü. Böyle değil, bunu düzelttim. Hükümet, haber yapan gazetecileri hapse atmak yerine iddiaları araştırmalı.”

28 Kasım günü öldürülen Diyarbakır eski Baro Başkanı Tahir Elçi’nin cenaze töreni için Diyarbakır’da olan Gardner’a, sokağa çıkma yasaklarına maruz kalan Diyarbakır ve halkı ile ilgili izlenimlerini de sordum:

“Tahir Bey çok iyi arkadaşımdı ve Uluslararası Af Örgütü için de yol gösterici olmuştur. Onu derinden özlüyoruz. Öldürülmesine dair çok belirsizlik var ve bu da Güneydoğu’da bugün ya da geçmişte işlenen cinayetlerle ilgili incelemelerdeki belirsizlikler gibi olduğu için araştırma konusunda umutlu olmak zor. Hemen bir olay yeri araştırması olmaması ve hemen sokağa çıkma yasağı ilanı, kanıtların ortadan kaybolmasına ya da kirlenmesine yol açtığı için araştırma açısından çok kötü bir başlangıç. Devletin bu cinayette rolü olduğuna dair iddialar var. Çok parlak bir avukattı ve Türkiye’nin insan hakları hareketinde hayati rolü olan bir kişiydi. Faili meçhul ölüm ve kayıplarla ilgili davalara bakıyordu. 1990’lardaki cezasızlık ve hak ihlalleri ile ondan daha fazla savaşan olmamıştır. Prensipli ve objektifti; hak ihlali yapan her kesimi eleştirebiliyordu. Ölümü, Türkiye insan hakları hareketi bakımından çok büyük bir kayıp.

Diyarbakır’a Ağustos’ta da gitmiştim ve bugün gördüğüm durum çok daha kötü. Sur’da çatışma, polis operasyonları, sokağa çıkma yasakları ve şiddet var. Durum Nusaybin, Silvan ve Cizre’de de kötü. Sıradan insanların yaşamı tehdit altında. Hükümet bu operasyonların ‘terör örgütü’ üyelerini yakalamak için yapıldığını söylüyor ve başarıya ulaşıldığından bahsediyor. Başarının ölçüsü ne? Hendekler hala orada, barikatlar hala orada, şiddet hala orada. Savaşmayan pek çok kişi öldürüldü. Bu operasyonların başarılı olarak addedilmesini anlamak oldukça zor.”


Andrew Gardner’la söyleşimizin İngilizcesi burada. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder