22 Aralık 2015 Salı

‘Türkiye-AB anlaşması ahlaki değil’


Bu haftanın konuğu Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerini yakından takip eden akademisyen Senem Aydın-Düzgit. Avrupa’ya mülteci akınını engellemek için üzerinde anlaşmaya varılan planın etik olmadığını savunan Aydın-Düzgit, bu anlaşmanın aynı zamanda ilişkilerde bir geriye adım olduğuna da vurgu yaptı ve AB ile Türkiye arasında adeta 1990’lı yıllardakine benzer bir ilişki tarzına dönüldüğünü söyledi:

“Bu tarz bir ilişki yani stratejik ortaklık ya da ‘imtiyazlı üyelik’ Avrupa’nın sağ siyasetçileri tarafından başından beri destekleniyordu. Bu tip bir ilişki Türkiye’nin AB üyeliğini sadece sözde destekler, asıl odaklandığı göçmenlik ve enerji gibi anahtar konulardır ve Türkiye’den AB’ye vizesiz seyahat ihtimali için bazı fonlar ayırır.”


Aydın-Düzgit’e göre bu tip bir ilişki Ankara’nın da işine gelir çünkü AB tarafından hükümet üzerinde demokrasi ve insan hakları alanlarındaki ana eksikliklere yönelik baskı yoktur.

Türkiye ve AB’nin mülteciler konusunda yaptığı anlaşmadan sadece birkaç gün önce tanınmış iki gazeteci, Can Dündar ve Erdem Gül, hapse atıldı. Nedeni ise hükümet tarafından Suriye’ye silah gönderimi yapıldığı iddiasıyla ilgili yaptıkları haberdi. Türkiye’de muhalefet, yurt dışında ise uluslararası kuruluşlar gazetecilerin hapse atılmasını kınadılar.

Hapisteki gazetecilerin sayısı artan Türkiye’de yüzlerce dava da “başbakan ve cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yurttaşlara karşı açılıyor.

AB ile Türkiye arasındaki anlaşmaya gelince, pek çok gözlemci planın etkin bir şekilde uygulanacağına dair şüpheler taşıyor.

Vize serbestisinin Türkiye vatandaşlarının oraya yerleşmesini sağlamayacağını belirten Aydın-Düzgit’in görüşleri şöyle:

“Geri kabul ve vize konusu yıllardır müzakere ediliyor ancak Suriye ve mülteci kriziyle beraber bambaşka bir boyut kazandı. Zaten bunun uygulanmasına dair şüpheler vardı, şimdi mülteci krizi ile beraber uygulanmasının daha da zorlaştığını düşünüyorum. Evet, Türkiye tarafından kriterler yerine getirilecek ama üye devletlerin de onay gerek. Üye devletlerin bir çoğunda sağ görüşler yükselişte. Hem siyasi hem de teknik nedenlerden ötürü bu anlaşmanın çok zor ilerleyeceğini düşünüyorum. Kaldı ki Türkiye-AB ilişkileri bakımından daha da zor bir döneme girilebilir. İki taraf arasında zaten güvensizlik artar, daha da artacaktır ve bu da farklı alanlarda işbirliği olanaklarını ve de nihai AB üyeliğini daha da tehlikeye atacaktır.”


Bilgi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Senem Aydın-Düzgit’le söyleşimizin İngilizcesi burada.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder