Bu haftanın konuğu Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerini
yakından takip eden akademisyen Senem Aydın-Düzgit. Avrupa’ya mülteci akınını
engellemek için üzerinde anlaşmaya varılan planın etik olmadığını savunan Aydın-Düzgit,
bu anlaşmanın aynı zamanda ilişkilerde bir geriye adım olduğuna da vurgu yaptı
ve AB ile Türkiye arasında adeta 1990’lı yıllardakine benzer bir ilişki tarzına
dönüldüğünü söyledi:
“Bu tarz bir ilişki yani stratejik ortaklık ya da ‘imtiyazlı
üyelik’ Avrupa’nın sağ siyasetçileri tarafından başından beri destekleniyordu.
Bu tip bir ilişki Türkiye’nin AB üyeliğini sadece sözde destekler, asıl
odaklandığı göçmenlik ve enerji gibi anahtar konulardır ve Türkiye’den AB’ye
vizesiz seyahat ihtimali için bazı fonlar ayırır.”
Aydın-Düzgit’e göre bu tip bir ilişki Ankara’nın da işine
gelir çünkü AB tarafından hükümet üzerinde demokrasi ve insan hakları
alanlarındaki ana eksikliklere yönelik baskı yoktur.
Türkiye ve AB’nin mülteciler konusunda yaptığı anlaşmadan
sadece birkaç gün önce tanınmış iki gazeteci, Can Dündar ve Erdem Gül, hapse atıldı. Nedeni ise hükümet
tarafından Suriye’ye silah gönderimi yapıldığı iddiasıyla ilgili yaptıkları
haberdi. Türkiye’de muhalefet, yurt dışında
ise uluslararası kuruluşlar gazetecilerin hapse atılmasını kınadılar.
Hapisteki gazetecilerin sayısı artan Türkiye’de yüzlerce
dava da “başbakan ve cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yurttaşlara karşı
açılıyor.
AB ile Türkiye arasındaki anlaşmaya gelince, pek çok gözlemci
planın etkin bir şekilde uygulanacağına dair şüpheler taşıyor.
Vize serbestisinin Türkiye vatandaşlarının oraya
yerleşmesini sağlamayacağını belirten Aydın-Düzgit’in görüşleri şöyle:
“Geri kabul ve vize konusu yıllardır müzakere ediliyor ancak
Suriye ve mülteci kriziyle beraber bambaşka bir boyut kazandı. Zaten bunun uygulanmasına
dair şüpheler vardı, şimdi mülteci krizi ile beraber uygulanmasının daha da
zorlaştığını düşünüyorum. Evet, Türkiye tarafından kriterler yerine getirilecek
ama üye devletlerin de onay gerek. Üye devletlerin bir çoğunda sağ görüşler
yükselişte. Hem siyasi hem de teknik nedenlerden ötürü bu anlaşmanın çok zor
ilerleyeceğini düşünüyorum. Kaldı ki Türkiye-AB ilişkileri bakımından daha da
zor bir döneme girilebilir. İki taraf arasında zaten güvensizlik artar, daha da
artacaktır ve bu da farklı alanlarda işbirliği olanaklarını ve de nihai AB üyeliğini
daha da tehlikeye atacaktır.”
Bilgi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Senem Aydın-Düzgit’le
söyleşimizin İngilizcesi burada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder