4 Ocak 2016 Pazartesi

‘2016'da Türkiye daha da tecrit edilebilir’


2015’in son haftaları dış ilişkiler konusunda sürprizli geçti. Türkiye’nin düşman bildikleri dost, dost bildikleri düşman listesine yazıldı. Peki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi Türkiye ve İsrail’in birbirine ihtiyacı var mı? Rusya ile gittikçe kötüleşen ilişkiler nereye gidiyor? Ya Türkiye’nin Suriye’deki “kırmızı çizgileri”? Yoksa 2016’da bu çizgilerin üzerinden mi geçilecek?

Bu haftaki konuğum Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Serhat Güvenç, 2015’in Türkiye için zor geçtiğini ancak 2016’da daha da zor günler olabileceğini söyledi.

“Türkiye’nin daha da fazla tecrit edildiğini ve yalnızlaştığını görebiliriz – bu ‘değerli yalnızlık’ değil. Tecrit ve yalnızlık zaten hiç de hoş bir şey olmamıştır,” diyen Güvenç şunları da kaydetti:

“Bir, iki yıl önce Ankara Türkiye’nin Ortadoğu’da düzen kurucu olacağına dair ihtiraslı amaçlar ifade ediyordu. Mevcut duruma bakınca Türkiye’nin artarak tecrit edildiğini görüyoruz. Türkiye, tecrit edilmiş bir aktör olduğu kadar, özellikle de Rusya ile yaşanan karışıklıktan sonra, kolay bir hedef haline de geldi.”


Güvenç bu bağlamda, Türkiye medyasında pek dile getirilmeyen ve 2015’in son günlerinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Belgrad ziyaretinde yaşananlardan bahsetti ve Davutoğlu’nun Belgrad’da pek hoş karşılanmadığını söyledi:

“Sırbistan’ın Rusya ile özel bağları var, bu durumda Türkiye ve Rusya arasındaki bir olayda Sırbistan’ın Rusya’nın yanında olacağını beklemek doğal ancak burada beklenmeyen, Sırp başbakanı tarafından kullanılan dilin aşikarlığı. Türkiye’den bazı gözlemciler bunu Türkiye’nin Balkanlar’da bazı dini gruplara yaklaşma girişimlerine bağladı ve bu da Sırp yönetiminin hoşuna gitmedi. Türkiye Balkanlar’da iyi amaçları olan bir ülke olarak algılanıyordu; bölgedeki çatışmaların içine sürüklenmeden her tarafla konuşabiliyordu ancak şimdi artan bir şekilde bölgedeki çatışmaların tarafı olarak görülüyor. Türkiye tarafsız arabulucu, mutedil aktör statüsünü kaybetti.”

Rusya ile ilişkilerin nereye doğru gittiği konusunda ise Güvenç, hızlı bir toparlanma beklemediğini ve Soğuk Savaş sonrası yaşanan türde bir ilişkiyi yeniden kurmanın da epey zaman alacağını söyledi.

“Çok büyük bir kriz beklemiyorum. Rusya Türkiye’nin tek başına kaldırabileceğinden çok daha güçlü. Bu yüzden Türkiye daha çok Batılı ortaklarına ve Batı güvenlik sistemlerine, özellikle de NATO’ya, dayanacaktır. “

Rusya’nın Suriye meselesinde Türkiye’nin müdahilliğini ortadan kaldırdığını söyleyen Güvenç, bu sayede iki ülke arasındaki potansiyel bir çatışma riskinin de azaldığını söyledi:

“Türkiye’nin kuzeyde askeri olarak en güçlü komşusu olan Rusya, şimdi güneyde de en güçlü askeri komşusu oldu. Bu Türk karar vericilerin Rusya ile ilişkilerde daha ihtiyatlı olmasına yol açacaktır. Bu durumda Türkiye’nin on yıllarca bir parçası olduğu geleneksel güvenlik sistemine daha fazla bel bağlamasını bekliyorum.”

'Türkiye'nin en kötü beklentisi gerçekleşecek'

2015’in son haftalarındaki bir gelişme de Amerika’nın desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDF) IŞİD’e karşı ilerleme kaydederek Tişrin Barajı’nı ele geçirmesi ve IŞİD’in başkenti olarak bilinen Rakka’ya doğru ilerleyeceği yolundaki haberlerdi. Güvenç, bu konuyla bağlantılı olarak neler beklenmesi gerektiğini de anlattı:

“2016’nın ilk haftalarında Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin aşıldığını görebiliriz. Bu güçler Türkiye’nin kırmızı çizgisi olan batı doğrultusunda değil de güneyden ilerliyorlar. Suriyeli Kürtler bölgeyi muhtemelen kontrol edecek ve Türkiye’nin en kötü beklentisi gerçekleşecek.”

Türkiye’nin bölgedeki gelişmelere ayak uydurabilmek için dış politikada önemli değişikliklere gitmesi gerektiğini belirten Güvenç, böyle devam ettiği takdirde Ankara’nın gelişmelere şekil vermek için önünde fazla fırsat penceresi bulamayacağını söyledi.

Güvenç, Ankara’nın İsrail’le ilişkileri tamiri konusunda da “jeopolitik ihtiyaçlar” a dikkat çekti ve İran’ın uluslararası sisteme dahil edilmesiyle hem Türkiye hem de İsrail’in ağırlığının azalacağını, hal böyle olunca tarafların ideolojik ayrılıklarını bir yana bırakarak büyük bir çabayla ilişkilerini geliştirmeye çalıştığını ayrıca Türkiye’nin Karadeniz’de Rusya’yı dengelemek için gerek duyduğu savaş gemilerinin Amerika’dan gönderilmesi için İsrail lobisine de ihtiyacı olduğunu söyledi.

'Bağdat, Ankara'nın taraf tuttuğunu düşünüyor'

2016 bitmeden Irak’ta da önemli değişiklikler olacağını söyleyen Güvenç, Irak konusunda Türkiye ile Amerika’nın eski pozisyonlarından tersine döndüklerini söyledi:

“Türkiye 10 yıl önce Irak’ın toprak bütünlüğüne dair kırmızı çizgilere sahipti. Şimdi Türkiye ile Amerika bu konuda pozisyonları değiştirmiş görünüyor. Belli ki Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti kurulsa Türkiye bundan rahatsız olmayacak; öte yandan Washington Irak’ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunuyor. Bağdat hükümeti Türkiye’ye yakın değil ve Türkiye’nin bölgedeki sekter ayrılıklarda taraf tuttuğunu düşünüyor; Türkiye’nin Irak’taki askeri varlığına son vermek istiyor. … Irak’ın kaderi tayin edildi ve Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki gelişmeler üzerinde etkinliğini azaltmak için bir çaba var.  2016 bitmeden küresel ve bölgesel güçlerin anlaşmasıyla Irak’ta değişiklikler göreceğiz.”

Güvenç 2016’da olumlu bir gelişme olarak Kıbrıs’ı işaret etti, adada normalleşme ve birleşme için son bir çaba olacağını belirtti:


“Kıbrıslı Türk ve Yunanlılar adada birleşme için yeni bir planı desteklerlerse bu Türk-Yunan, Türkiye-Kıbrıs ve Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde önemli bir paradigma değişimine yol açacaktır.”

Söyleşimizin detayları İngilizce olarak burada.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder