2015’in son haftaları dış ilişkiler konusunda sürprizli
geçti. Türkiye’nin düşman bildikleri dost, dost bildikleri düşman listesine
yazıldı. Peki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi Türkiye ve
İsrail’in birbirine ihtiyacı var mı? Rusya ile gittikçe kötüleşen ilişkiler nereye
gidiyor? Ya Türkiye’nin Suriye’deki “kırmızı çizgileri”? Yoksa 2016’da bu çizgilerin
üzerinden mi geçilecek?
Bu haftaki konuğum Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler
Profesörü Serhat Güvenç, 2015’in Türkiye için zor geçtiğini ancak 2016’da daha
da zor günler olabileceğini söyledi.
“Türkiye’nin daha da fazla tecrit edildiğini ve
yalnızlaştığını görebiliriz – bu ‘değerli yalnızlık’ değil. Tecrit ve yalnızlık
zaten hiç de hoş bir şey olmamıştır,” diyen Güvenç şunları da kaydetti:
“Bir, iki yıl önce Ankara Türkiye’nin Ortadoğu’da düzen
kurucu olacağına dair ihtiraslı amaçlar ifade ediyordu. Mevcut duruma bakınca Türkiye’nin
artarak tecrit edildiğini görüyoruz. Türkiye, tecrit edilmiş bir aktör olduğu
kadar, özellikle de Rusya ile yaşanan karışıklıktan sonra, kolay bir hedef
haline de geldi.”
Güvenç bu bağlamda, Türkiye medyasında pek dile getirilmeyen
ve 2015’in son günlerinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Belgrad ziyaretinde yaşananlardan
bahsetti ve Davutoğlu’nun Belgrad’da pek hoş karşılanmadığını söyledi:
“Sırbistan’ın Rusya ile özel bağları var, bu durumda Türkiye
ve Rusya arasındaki bir olayda Sırbistan’ın Rusya’nın yanında olacağını
beklemek doğal ancak burada beklenmeyen, Sırp başbakanı tarafından kullanılan
dilin aşikarlığı. Türkiye’den bazı gözlemciler bunu Türkiye’nin Balkanlar’da bazı
dini gruplara yaklaşma girişimlerine bağladı ve bu da Sırp yönetiminin hoşuna
gitmedi. Türkiye Balkanlar’da iyi amaçları olan bir ülke olarak algılanıyordu; bölgedeki
çatışmaların içine sürüklenmeden her tarafla konuşabiliyordu ancak şimdi artan
bir şekilde bölgedeki çatışmaların tarafı olarak görülüyor. Türkiye tarafsız
arabulucu, mutedil aktör statüsünü kaybetti.”
Rusya ile ilişkilerin nereye doğru gittiği konusunda ise
Güvenç, hızlı bir toparlanma beklemediğini ve Soğuk Savaş sonrası yaşanan türde
bir ilişkiyi yeniden kurmanın da epey zaman alacağını söyledi.
“Çok büyük bir kriz beklemiyorum. Rusya Türkiye’nin tek başına
kaldırabileceğinden çok daha güçlü. Bu yüzden Türkiye daha çok Batılı
ortaklarına ve Batı güvenlik sistemlerine, özellikle de NATO’ya, dayanacaktır. “
Rusya’nın Suriye meselesinde Türkiye’nin müdahilliğini ortadan
kaldırdığını söyleyen Güvenç, bu sayede iki ülke arasındaki potansiyel bir
çatışma riskinin de azaldığını söyledi:
“Türkiye’nin kuzeyde askeri olarak en güçlü komşusu olan
Rusya, şimdi güneyde de en güçlü askeri komşusu oldu. Bu Türk karar vericilerin
Rusya ile ilişkilerde daha ihtiyatlı olmasına yol açacaktır. Bu durumda Türkiye’nin
on yıllarca bir parçası olduğu geleneksel güvenlik sistemine daha fazla bel
bağlamasını bekliyorum.”
'Türkiye'nin en kötü beklentisi gerçekleşecek'
2015’in son haftalarındaki bir gelişme de Amerika’nın
desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDF) IŞİD’e karşı ilerleme
kaydederek Tişrin Barajı’nı ele geçirmesi ve IŞİD’in başkenti olarak bilinen Rakka’ya
doğru ilerleyeceği yolundaki haberlerdi. Güvenç, bu konuyla bağlantılı olarak neler
beklenmesi gerektiğini de anlattı:
“2016’nın ilk haftalarında Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin aşıldığını
görebiliriz. Bu güçler Türkiye’nin kırmızı çizgisi olan batı doğrultusunda
değil de güneyden ilerliyorlar. Suriyeli Kürtler bölgeyi muhtemelen kontrol
edecek ve Türkiye’nin en kötü beklentisi gerçekleşecek.”
Türkiye’nin bölgedeki gelişmelere ayak uydurabilmek için dış
politikada önemli değişikliklere gitmesi gerektiğini belirten Güvenç, böyle devam
ettiği takdirde Ankara’nın gelişmelere şekil vermek için önünde fazla fırsat
penceresi bulamayacağını söyledi.
Güvenç, Ankara’nın İsrail’le ilişkileri tamiri konusunda da “jeopolitik
ihtiyaçlar” a dikkat çekti ve İran’ın uluslararası sisteme dahil edilmesiyle
hem Türkiye hem de İsrail’in ağırlığının azalacağını, hal böyle olunca
tarafların ideolojik ayrılıklarını bir yana bırakarak büyük bir çabayla ilişkilerini
geliştirmeye çalıştığını ayrıca Türkiye’nin Karadeniz’de Rusya’yı dengelemek
için gerek duyduğu savaş gemilerinin Amerika’dan gönderilmesi için İsrail lobisine
de ihtiyacı olduğunu söyledi.
'Bağdat, Ankara'nın taraf tuttuğunu düşünüyor'
2016 bitmeden Irak’ta da önemli değişiklikler olacağını
söyleyen Güvenç, Irak konusunda Türkiye ile Amerika’nın eski pozisyonlarından
tersine döndüklerini söyledi:
“Türkiye 10 yıl önce Irak’ın toprak bütünlüğüne dair kırmızı
çizgilere sahipti. Şimdi Türkiye ile Amerika bu konuda pozisyonları değiştirmiş
görünüyor. Belli ki Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti kurulsa Türkiye bundan
rahatsız olmayacak; öte yandan Washington Irak’ın egemenliğini ve toprak
bütünlüğünü savunuyor. Bağdat hükümeti Türkiye’ye yakın değil ve Türkiye’nin bölgedeki
sekter ayrılıklarda taraf tuttuğunu düşünüyor; Türkiye’nin Irak’taki askeri
varlığına son vermek istiyor. … Irak’ın kaderi tayin edildi ve Türkiye’nin Irak
ve Suriye’deki gelişmeler üzerinde etkinliğini azaltmak için bir çaba var. 2016 bitmeden küresel ve bölgesel güçlerin anlaşmasıyla
Irak’ta değişiklikler göreceğiz.”
Güvenç 2016’da olumlu bir gelişme olarak Kıbrıs’ı işaret
etti, adada normalleşme ve birleşme için son bir çaba olacağını belirtti:
“Kıbrıslı Türk ve Yunanlılar adada birleşme için yeni bir
planı desteklerlerse bu Türk-Yunan, Türkiye-Kıbrıs ve Türkiye’nin Avrupa
Birliği ile ilişkilerinde önemli bir paradigma değişimine yol açacaktır.”
Söyleşimizin detayları İngilizce olarak burada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder