2 Nisan 2015 Perşembe

Şaka değil

Öyle günlerden geçiyoruz ki 1 Nisan şakalarının tadı kalmadı. Sosyal medyada 1 Nisan günü en çok rastladığım ifade “şaka gibi bir ülkede yaşıyoruz” oldu. Sebebi 31 Mart günü yaşananlar: Türkiye’nin neredeyse tamamında elektrikler kesildi; Berkin Elvan soruşturmasına bakan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz yasa dışı bir örgüt tarafından rehin alındı, DHKP-C olduğu söylenen bu örgüte yakınlığı olan kişiler sosyal medyadan savcının başına silah dayalı fotoğrafını yayınladılar ve yapılan polis operasyonu sonunda iki eylemci ile savcı öldürüldü; ve yeniden görülen Balyoz davasında tüm sanıklar için beraat kararı çıktı.

Oysa Mart ayının son haftalarında bambaşka gelişmeler oluyordu; en çok da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AKP arasında artan gerilim konuşuluyordu. Doğru tahminleriyle isimlerini duyuran iki kamuoyu araştırma şirketi SONAR ve MetroPOLL’ün son anketlerine göre AKP’nin oyları düşüyor, MHP ve HDP’nin oyları yükseliyordu ve buna göre kararsız seçmenlerin oy oranları dağıtıldıktan sonraki sonuçlar yaklaşık olarak şöyleydi:

AKP yüzde 40-42
CHP yüzde 27
MHP yüzde 18
HDP yüzde 10

Kamuoyu araştırmalarının sonuçları seçmen yönelimlerini belirlemede önemli tabi, ancak bir yandan da sadece yapıldığı zaman dilimi içindeki seçmen davranışını gösterdiği için periyodik olarak tekrarlanması gerekiyor.

31 Mart olayları yönetimdeki gerilimi unutturacak mı?

31 Mart 2015 günü tarihe geçen olayların seçmen davranışı üzerindeki etkilerini önümüzdeki dönemde çıkan kamuoyu araştırmalarına bakarak izleyeceğiz. Ancak öncesinde şahit olduğumuz, cumhurbaşkanı ve hükümet arasında gittikçe yükselen tansiyondu.

Şu günlerde görünen o ki, toplumdaki kutuplaşma artıyor; bir kesim 31 Mart günü yaşananların hükümetin bir oyunu olabileceğine, diğer bir kesim de yaşananların hükümete karşı komplo olduğuna inanmış durumda.

Bu arada hatırlatayım, Gezici Araştırma, Şubat ayında AKP’nin oylarını yüzde 40’ın altında gösteren anket çalışmasının yayınlanmasından sadece 24 saat sonra müfettiş teftişiyle karşılaşmıştı. Şirketin sahibi Murat Gezici, zamanlamanın manidar olduğunu söylemişti.

Monday Talk söyleşilerim için daha önce görüştüğüm MetroPOLL Başkanı Özer Sencar, son 6 aydır AKP oylarının azaldığını ve Mart ayında 41,8’e inen AKP oylarının Gezi olaylarından beri buldukları en düşük oran olduğunu belirtiyor.

Geçen yılın ortalarında görüştüğüm Sencar, kamuoyu araştırmalarına göre halkın, parti ile bağları olmayan nötr bir cumhurbaşkanı görmek istediğini söylemişti. Hatta bu oranı da yüzde 62 olarak vermişti.

Sencar’la 2014 Haziran ayındaki söyleşimizin İngilizcesi burada.

Cumhurbaşkanı AKP’ye müdahale ediyor

Son olarak Monday Talk için konuştuğum SONAR Başkanı Hakan Bayrakçı da dedi ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AKP hükümeti arasında gittikçe daha da belirginleşen görüş ayrılıkları eninde sonunda AKP’nin erimesine yol açar; ayrıca AKP’deki lider değişimi Turgut Özal cumhurbaşkanı olduktan sonra ANAP’ın, Süleyman Demirel yerine Tansu Çiller gelince DYP’nin yok olmasını hatırlatıyor.

SONAR’ı 1988’de kuran Hakan Bayrakçı, Bülent Ecevit, Demirel ve Çiller gibi eski başbakanlara ve 750’den fazla belediye başkanı dahil pek çok lidere danışmanlık yapan bir isim.
AKP’nin yeniden iktidar olabilmek için gereken 276 milletvekilini çıkarmakta zorlanabileceğini söyleyen Bayrakçı tahminlerini şöyle açıkladı:

“Eğer HDP yüzde 10 seçim barajını geçerse ve CHP oyları yüzde 27 civarında kalırsa, KAP yüzde 43 oy oranına bile ulaşsa 276 sandalyeye sahip olmayabilir. Eğer HDP yüzde 10 seçim barajını geçemezse, CHP yüzde 25-27 oy oranı aralığında kalırsa, MHP de yüzde 18-19 oy alırsa, o zaman da AKP 276 sandalyeyi zorlukla alabilir. Düşünsenize, partilerden biri güven oylaması istese hükümet düşebilir.”

Söyleşimizin İngilizcesi ve bazı satır başları:



“Cumhurbaşkanı ve AKP arasında artan gerilim seçim yaklaştıkça ne olur bilemiyorum. Bu kavga önümüzdeki 2,5 ay içinde ne olur bilemeyiz. Ancak 8-10 ay önce Başbakan ve AKP’nin Cumhurbaşkanı ile problemleri olacağını söylemiştim; iktidar yanlıları da öyle şey olmaz demişlerdi. AKP yetkilileri de cumhurbaşkanı da 7 Haziran genel seçimine kadar kendilerini tutabilirler ancak sonra kıyamet devam eder.

Ya devlet başa, ya kuzgun leşe

“Her şey Erdoğan’ın istediği gibi olmuyor; Türkiye’nin 60-70 yıllık uygulamaları var. Kanunlar gereği yönetim başbakanın elinde ancak cumhurbaşkanının müdahaleleri ile bu sarsılıyor. Yani karşılıklı bir otorite çekişmesi var. Bu durum oylara giderek yansır. Ne kadar? 3 puan diyelim. AKP, 7 Haziran sonrası hala iktidarda olabilir ancak gittikçe düşer.

“Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olduğu gün sonun başlangıcıydı. Bazı özdeyişleri hatırlayalım: Ya devlet başa ya kuzgun leşe. Yani devlet hayatında, siyasette ya güçlü kalırsınız ya da gidersiniz. Başbakanken Recep Tayyip Erdoğan çok güçlüydü. Cumhurbaşkanı olduğu zaman onun için sirenler çalmaya başladı. Başka bir deyiş: Taş yerinde ağırdır.


“Zarlar atılmıştır. Erdoğan için durum bu. Renkler belli oldu; tavizle veya vaziyeti ortada idareyle durum kurtulamaz. Erdoğan’ın kendi deyişi ile: Bitaraf olan bertaraf olur.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder