Öyle günlerden geçiyoruz ki 1 Nisan şakalarının tadı
kalmadı. Sosyal medyada 1 Nisan günü en çok rastladığım ifade “şaka gibi bir
ülkede yaşıyoruz” oldu. Sebebi 31 Mart günü yaşananlar: Türkiye’nin neredeyse
tamamında elektrikler kesildi; Berkin Elvan soruşturmasına bakan İstanbul
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz yasa dışı bir örgüt tarafından rehin
alındı, DHKP-C olduğu söylenen bu örgüte yakınlığı olan kişiler sosyal medyadan savcının başına silah dayalı fotoğrafını yayınladılar ve yapılan polis operasyonu sonunda iki eylemci ile savcı öldürüldü; ve yeniden görülen Balyoz davasında tüm sanıklar için beraat kararı çıktı.
Oysa Mart ayının son haftalarında bambaşka gelişmeler oluyordu; en çok da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AKP arasında artan gerilim konuşuluyordu. Doğru tahminleriyle isimlerini duyuran iki kamuoyu araştırma şirketi
SONAR ve MetroPOLL’ün son anketlerine göre AKP’nin oyları düşüyor, MHP ve
HDP’nin oyları yükseliyordu ve buna göre kararsız seçmenlerin oy oranları dağıtıldıktan sonraki sonuçlar yaklaşık olarak şöyleydi:
AKP yüzde 40-42
CHP yüzde 27
MHP yüzde 18
HDP yüzde 10
Kamuoyu araştırmalarının sonuçları seçmen yönelimlerini
belirlemede önemli tabi, ancak bir yandan da sadece yapıldığı zaman dilimi
içindeki seçmen davranışını gösterdiği için periyodik olarak tekrarlanması
gerekiyor.
31 Mart olayları yönetimdeki gerilimi unutturacak mı?
31 Mart 2015 günü tarihe geçen olayların seçmen
davranışı üzerindeki etkilerini önümüzdeki dönemde çıkan kamuoyu
araştırmalarına bakarak izleyeceğiz. Ancak öncesinde şahit olduğumuz,
cumhurbaşkanı ve hükümet arasında gittikçe yükselen tansiyondu.
Şu günlerde görünen o ki, toplumdaki kutuplaşma
artıyor; bir kesim 31 Mart günü yaşananların hükümetin bir oyunu olabileceğine,
diğer bir kesim de yaşananların hükümete karşı komplo olduğuna inanmış durumda.
Bu arada hatırlatayım, Gezici Araştırma, Şubat
ayında AKP’nin oylarını yüzde 40’ın altında gösteren anket çalışmasının
yayınlanmasından sadece 24 saat sonra müfettiş teftişiyle karşılaşmıştı.
Şirketin sahibi Murat Gezici, zamanlamanın manidar olduğunu söylemişti.
Monday Talk söyleşilerim için daha önce görüştüğüm MetroPOLL
Başkanı Özer Sencar, son 6 aydır AKP oylarının azaldığını ve Mart ayında 41,8’e
inen AKP oylarının Gezi olaylarından beri buldukları en düşük oran olduğunu
belirtiyor.
Geçen yılın ortalarında görüştüğüm Sencar, kamuoyu araştırmalarına
göre halkın, parti ile bağları olmayan nötr bir cumhurbaşkanı görmek istediğini
söylemişti. Hatta bu oranı da yüzde 62 olarak vermişti.
Sencar’la 2014 Haziran ayındaki söyleşimizin İngilizcesi burada.
Cumhurbaşkanı AKP’ye müdahale ediyor
Son olarak Monday Talk için konuştuğum SONAR Başkanı
Hakan Bayrakçı da dedi ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AKP hükümeti
arasında gittikçe daha da belirginleşen görüş ayrılıkları eninde sonunda AKP’nin
erimesine yol açar; ayrıca AKP’deki lider değişimi Turgut Özal cumhurbaşkanı
olduktan sonra ANAP’ın, Süleyman Demirel yerine Tansu Çiller gelince DYP’nin
yok olmasını hatırlatıyor.
SONAR’ı 1988’de kuran Hakan Bayrakçı, Bülent Ecevit,
Demirel ve Çiller gibi eski başbakanlara ve 750’den fazla belediye başkanı
dahil pek çok lidere danışmanlık yapan bir isim.
AKP’nin yeniden iktidar olabilmek için gereken 276
milletvekilini çıkarmakta zorlanabileceğini söyleyen Bayrakçı tahminlerini
şöyle açıkladı:
“Eğer HDP yüzde 10 seçim barajını geçerse ve CHP oyları
yüzde 27 civarında kalırsa, KAP yüzde 43 oy oranına bile ulaşsa 276 sandalyeye
sahip olmayabilir. Eğer HDP yüzde 10 seçim barajını geçemezse, CHP yüzde 25-27 oy
oranı aralığında kalırsa, MHP de yüzde 18-19 oy alırsa, o zaman da AKP 276 sandalyeyi
zorlukla alabilir. Düşünsenize, partilerden biri güven oylaması istese hükümet
düşebilir.”
Söyleşimizin İngilizcesi ve bazı satır başları:
“Cumhurbaşkanı ve AKP arasında artan gerilim
seçim yaklaştıkça ne olur bilemiyorum. Bu kavga önümüzdeki 2,5 ay içinde ne
olur bilemeyiz. Ancak 8-10 ay önce Başbakan ve AKP’nin Cumhurbaşkanı ile
problemleri olacağını söylemiştim; iktidar yanlıları da öyle şey olmaz
demişlerdi. AKP yetkilileri de cumhurbaşkanı da 7 Haziran genel seçimine kadar
kendilerini tutabilirler ancak sonra kıyamet devam eder.
Ya devlet başa, ya kuzgun leşe
“Her şey Erdoğan’ın istediği gibi olmuyor; Türkiye’nin
60-70 yıllık uygulamaları var. Kanunlar gereği yönetim başbakanın elinde ancak
cumhurbaşkanının müdahaleleri ile bu sarsılıyor. Yani karşılıklı bir otorite
çekişmesi var. Bu durum oylara giderek yansır. Ne kadar? 3 puan diyelim. AKP, 7
Haziran sonrası hala iktidarda olabilir ancak gittikçe düşer.
“Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olduğu gün sonun
başlangıcıydı. Bazı özdeyişleri hatırlayalım: Ya devlet başa ya kuzgun leşe.
Yani devlet hayatında, siyasette ya güçlü kalırsınız ya da gidersiniz.
Başbakanken Recep Tayyip Erdoğan çok güçlüydü. Cumhurbaşkanı olduğu zaman onun
için sirenler çalmaya başladı. Başka bir deyiş: Taş yerinde ağırdır.
“Zarlar atılmıştır. Erdoğan için durum bu. Renkler
belli oldu; tavizle veya vaziyeti ortada idareyle durum kurtulamaz. Erdoğan’ın
kendi deyişi ile: Bitaraf olan bertaraf olur.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder